David Beckham

David Beckham – Saha Dışına Taşan Efsane

David Robert Joseph Beckham… Sadece bir futbolcu değil, bir jenerasyonun idolü, milyonların ilham kaynağı, sporun popüler kültürle birleştiği noktada duran eşsiz bir figür. Kimi için muazzam frikikleri, kimisi için Victoria Beckham’la olan gösterişli hayatı, kimi için ise Manchester United günlerinden Real Madrid’e, LA Galaxy’ye uzanan kariyer yolculuğudur Beckham.

Ama onun hikâyesi yalnızca bunlardan ibaret değildir. Arka planda sürekli çalışan, her anını disiplinle yöneten ve sahada olduğu kadar saha dışında da profesyonel yaşayan bir adamın uzun soluklu mücadelesidir.

Çocukluğu ve Futbolla Tanışması

2 Mayıs 1975 tarihinde Londra’nın Leytonstone bölgesinde doğan David Beckham, küçük yaşlardan itibaren futbolla haşır neşir bir çocuktu. Babası Ted Beckham koyu bir Manchester United taraftarıydı ve küçük David’i bu tutkuyla büyüttü. 7 yaşında, annesi Sandra ile babası onu Bobby Charlton’ın futbol okuluna yazdırdı. Yeteneği kısa sürede fark edildi.

14 yaşındayken Manchester United’ın genç takımına alındı. Henüz çocuk yaşta evinden ayrılarak Manchester’a yerleşti. La Masia nasıl Barcelona’nın beyni sayılıyorsa, Beckham için Manchester United’ın gençlik sistemi hayatının yönünü belirleyen okul oldu. Genç Beckham, burada sadece futbolu değil, takım ruhunu, disiplini ve özveriyi de öğrendi.

Class of ’92 ve Manchester United’da Yükseliş

Beckham, İngiltere futbol tarihinin en üretken altyapı jenerasyonlarından biri olan “Class of ’92” kadrosunun kilit parçasıydı. Paul Scholes, Ryan Giggs, Gary Neville, Nicky Butt ve Phil Neville ile birlikte FA Youth Cup’ı kazanarak A takıma göz kırptılar.

Beckham, 1995-96 sezonundan itibaren Sir Alex Ferguson’un ilk 11’inde kendine yer bulmaya başladı. Henüz sezonun başında, Wimbledon’a karşı orta sahadan attığı gol futbol tarihine geçti. Bu sadece bir golden fazlasıydı. O an, Beckham’ın global bir yıldız olacağının ilk sinyaliydi.

Bu içerik Bir Harika..!  Adriano Leite Ribeiro

1996-97 sezonu onun tam anlamıyla patlama yaptığı yıl oldu. Manchester United ile Premier League şampiyonluğu yaşadı. Sezon boyunca yaptığı asistler, frikikler ve oyun vizyonuyla takımın belkemiğine dönüştü.

Oyun Tarzı – Frikik ve Uzun Pasın Efendisi

David Beckham’ın futbolculuk tarzı, klasik kanat oyuncularından oldukça farklıydı. Süratli, çalım makinesi bir kanat değildi ama oyunu okuma becerisi, zamanlama kabiliyeti ve teknik isabetiyle fark yaratıyordu.

Sol kanatta oynayan bir forveti sağdan orta açarak golle buluşturmak onun uzmanlık alanıydı. 40-50 metrelik uzun pasları, nokta atışı gibiydi. Saha görüşü mükemmeldi.

Ancak elbette ki Beckham denince akla ilk gelen unsur frikikler olur. Ayak bileğini topun çevresine kıvırma şekli, frikiği adeta estetik bir sanat eserine çeviriyordu. Kariyeri boyunca 65’in üzerinde doğrudan frikik golü attı.

Pas oyunu oynayan sistemlerde değerini artıran Beckham, hem savunmanın derinliğini zorlayan hem de rakip ceza sahasında tehlike yaratabilen bir futbolcuydu.

1998 Dünya Kupası ve Arjantin Maçı

İngiltere Milli Takımı formasıyla ilk kez 1996 yılında sahaya çıkan Beckham, 1998 Dünya Kupası’nda tam anlamıyla ülke gündemine oturdu. Grup aşamasında Kolombiya’ya attığı frikik golü İngiliz medyasını heyecanlandırdı. Ancak asıl patlama (ya da krizi) Arjantin maçında yaşandı.

Arjantinli Diego Simeone’ye yaptığı hareket nedeniyle kırmızı kart gören Beckham, İngiltere’nin penaltılarla elendiği maçta günah keçisi ilan edildi. Ülke medyası Beckham’a adeta savaş açtı. Forması yakıldı, tribünlerde hakaretler edildi. Bu süreç onun psikolojik gücünü test etti.

Ama Beckham kolay yıkılacak bir adam değildi.

Yeniden Doğuş ve İkonlaşma

1998 sonrası Sir Alex Ferguson’un güvenini kaybetmeyen Beckham, takımda kalmayı başardı. 1999 sezonu onun intikamı gibiydi. Manchester United ile Premier League, FA Cup ve UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanarak tarihe geçti.

Bu içerik Bir Harika..!  Cristiano Ronaldo

Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih karşısında Beckham’ın kornerden yaptığı ortalar iki golün de hazırlayıcısıydı. Maçın adamı seçilmedi ama takım arkadaşları onun performansını “efsanevi” olarak tanımladı.

2001 yılında İngiltere Milli Takımı kaptanlığına getirildi. Aynı yıl, Yunanistan karşısında son dakikada attığı frikik golüyle ülkesini Dünya Kupası’na taşıdı. Wembley’deki o gol, kariyerinin en unutulmaz anlarından biridir.

Real Madrid – Galacticos Dönemi

2003 yılında Real Madrid’e 37 milyon Euro bedelle transfer oldu. Beckham, Zidane, Figo, Ronaldo, Raul gibi yıldızlarla birlikte “Los Galacticos” döneminin bir parçası hâline geldi.

İlk sezonunda zorluklar yaşasa da zamanla takımın vazgeçilmez oyuncularından biri oldu. Real Madrid’de 4 sezon geçirdi. 2006-07 sezonunda Fabio Capello’nun güvenini kazanarak La Liga şampiyonluğuna büyük katkı sağladı. Beckham, özellikle ikinci yarıda yaptığı asistlerle sezonu en formda tamamlayan oyunculardan biri oldu.

Real Madrid kariyerinde toplam 155 maça çıktı ve 20 gol, 51 asistle oynadı.

LA Galaxy – Amerika’ya Açılan Yıldız

2007 yılında Beckham, dünya futbol tarihinin en sıra dışı transferlerinden birine imza attı. LA Galaxy ile 5 yıllık 250 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza attı. Bu, yalnızca bir transfer değil, Amerika futbolunun kaderini değiştiren bir adımdı.

MLS’in tanınırlığını artırmak, Amerikan halkına futbolu sevdirmek ve Avrupa’daki yıldızların yeni rotasını çizmek adına Beckham’ın gelişi devrim niteliğindeydi. İlk sezonu sakatlıklarla geçti. Ancak 2009 ve 2011’de kazandığı MLS Kupalarıyla bu projenin liderliğini üstlendi.

MLS’de 118 maça çıktı, 20 gol ve 42 asist yaptı. Aynı dönemde Milan’a iki kez kiralanarak üst düzey futbol temposunu da korumayı başardı.

Paris Saint-Germain ve Veda

2013 yılında Paris Saint-Germain ile kısa süreli sözleşme imzaladı. Bu dönemde Fransa Ligue 1 şampiyonluğu yaşadı ve futbolu zirvede bıraktı.

Bu içerik Bir Harika..!  Bebeto

PSG formasıyla çıktığı her maçta büyük saygı gördü. Son maçında gözyaşları içinde sahadan ayrıldı.

Stil İkonluğu ve Global Marka Olmak

Beckham’ın futbolculuğu kadar konuşulan bir diğer özelliği de stil ikonu olmasıydı. Modaya yön veren, saç kesimiyle jenerasyon belirleyen, parfümünden saatine kadar milyonların örnek aldığı bir figür haline geldi.

Victoria Beckham ile olan evliliği onu daha da büyük bir medya figürü yaptı. Moda dünyasında koleksiyonlar çıkardı, H&M, Adidas, Emporio Armani gibi markalarla ortaklıklar kurdu.

Sadece bir futbolcu değil, küresel çapta bir “marka”ydı.

UNICEF, Vakıflar ve Sosyal Etki

Beckham, kariyeri boyunca UNICEF’in aktif destekçilerinden biri oldu. Kendi adını taşıyan “7 Fund” aracılığıyla birçok ülkeye yardım kampanyaları yürüttü. Çocuk hakları, sağlık, eğitim gibi alanlarda projelere imza attı.

Ayrıca 2014’te Inter Miami CF’in MLS’teki haklarını satın alarak kulüp sahibi oldu. Kulüp, Beckham’ın girişimiyle kuruldu ve bugün ligde rekabet eden güçlü takımlardan biri.

David Beckham, kariyeri boyunca Ballon d’Or kazanmadı, FIFA Yılın Oyuncusu seçilmedi, Altın Ayakkabı almadı. Ancak onun ismi, bu ödüllerden çok daha geniş bir etki yarattı. Dünya üzerinde her yaştan futbolseverin adını bildiği birkaç isimden biridir.

Onun mirası şudur: Futbolu güzelleştiren zarafet, disiplinden ödün vermeyen profesyonellik ve sporcu kimliğini marka hâline getirme vizyonu. Bugün sahada top koşturan yüzlerce genç oyuncunun hem stil hem saha davranışı açısından Beckham’dan ilham aldığını görmek şaşırtıcı değildir.