Cafu – Brezilya’nın Sonsuz Kanadı
Marcos Evangelista de Morais, tüm dünya onu tek bir isimle tanıdı: Cafu. Futbol tarihinde belki de en çok koşan, asla yorulmayan ve hem savunma hem hücumda bir makine gibi çalışan nadir futbolculardan biriydi. Brezilya’nın sağ kanadında 20 yıla yakın süre boyunca hız, dayanıklılık ve teknikle hüküm sürdü. O, Dünya Kupası tarihine üç finalle adını yazdırmış, futbolun en prestijli kulvarlarında adeta uçan bir kartal gibiydi.
Ancak Cafu’nun hikâyesi sadece başarılarla değil, aynı zamanda yoksullukla mücadele, inat ve büyük bir özveriyle örülmüştür. O, Brezilya gecekondu mahallelerinden çıkıp Maracanã’da kaptan olarak kupayı kaldıran adamdır.
São Paulo’nun Gecekondularından Maracanã’ya
Cafu, 7 Haziran 1970’te Brezilya’nın başkenti São Paulo’da fakir bir mahalle olan Jardim Irene’de doğdu. Mahalledeki gençlerin çoğu gibi futbola olan ilgisi sokaklarda başladı. Ancak ailesinin maddi durumu o kadar kötüydü ki bazen ayakkabısız oynamak zorunda kalıyordu.
Genç yaşta birçok kulübün altyapı seçmelerine katıldı. Palmeiras, Corinthians ve Santos gibi kulüpler tarafından beğenilmedi. Bu redler onu yıldırmak yerine daha da hırslı hâle getirdi. Sonunda São Paulo FC altyapısına kabul edildi ve kariyeri böylece şekillenmeye başladı.
São Paulo FC – Brezilya’daki Parlak Yıllar
Cafu, 1989 yılında São Paulo FC A Takımı’na yükseldi. Teknik direktör Telê Santana’nın elinde, klasik Brezilya sağ beki kalıbının ötesine geçti. Hem defansif disiplini hem hücuma katkısıyla kısa sürede vazgeçilmez oldu.
1992 ve 1993 yıllarında São Paulo ile arka arkaya iki Copa Libertadores kazandı. Aynı yıllarda, Intercontinental Cup’ta Milan ve Barcelona gibi devleri yenerek takımını dünya kulüpler şampiyonu yaptı. Cafu bu maçlarda sadece savunma yapmadı; ileri çıkışları, çizgiye inip yaptığı ortalar ve oyuna olan katkısıyla dikkat çekti.
Avrupa’ya İlk Adım: Real Zaragoza
1995 yılında Avrupa macerası başladı. La Liga ekiplerinden Real Zaragoza’ya transfer oldu. Burada geçirdiği sezon çok uzun sürmedi ama Avrupa futboluna uyum sağlama açısından önemli bir adımdı. Hızlı lig temposuna alıştı, fiziksel olarak daha güçlü hale geldi. O dönem oynadığı pozisyon sadece sağ bek değil, zaman zaman orta saha çizgisinde bile konumlandı.
Ancak Avrupa’daki gerçek sıçramasını İtalya’da yapacaktı.
Roma ve Milan – Serie A’da Cafu Fırtınası
Cafu, 1997 yılında İtalya’nın köklü kulüplerinden Roma’ya transfer oldu. Serie A, o dönem dünyanın en taktiksel ve savunma ağırlıklı ligi olarak biliniyordu. Ancak Cafu bu yapının ortasında bir fırtına gibi esti.
Roma’da geçirdiği 6 sezonda 200’den fazla maça çıktı. 2000-01 sezonunda Fabio Capello yönetiminde şampiyonluk yaşadı. O takımda Francesco Totti, Gabriel Batistuta, Emerson gibi yıldızlar yer alıyordu. Cafu ise sağ çizgiyi tamamen kontrol eden, adeta baştan sona yöneten isimdi.
Ardından 2003 yılında Milan’a transfer oldu. Milan’daki ilk sezonunda Şampiyonlar Ligi finaline çıktılar. 2006-07 sezonunda ise Şampiyonlar Ligi’ni kazandılar. Milan’da Paolo Maldini, Nesta, Gattuso, Kaka gibi yıldızlarla birlikte oynadı. Cafu, tüm bu yıldızlar arasında bile her zaman dikkat çeken, oyunun temposunu yukarı taşıyan isim oldu.
Brezilya Milli Takımı – Kaptan ve Efsane
Cafu’nun asıl efsaneleştiği yer, Brezilya Milli Takımı’ydı. Onun Dünya Kupası kariyeri başlı başına bir kitap konusudur. Dünya Kupası tarihinin üç finaline çıkan tek oyuncusudur. Bu bile onun istikrarını, seviyesini ve büyüklüğünü kanıtlar.
-
1994 Dünya Kupası: Brezilya şampiyon oldu. Cafu, finalde sakatlanan Jorginho’nun yerine erken oyuna girdi ve müthiş performansıyla kupaya katkı sağladı. Henüz 24 yaşındaydı.
-
1998 Dünya Kupası: Brezilya yeniden finale çıktı ama Fransa’ya yenildi. Cafu turnuva boyunca istikrarlı performansıyla dikkat çekti.
-
2002 Dünya Kupası: Cafu, bu kez kaptan olarak sahadaydı. Ronaldo, Ronaldinho, Rivaldo gibi hücumcuların arkasındaki en sağlam parçaydı. Tüm turnuvada gösterdiği istikrar, hırs ve teknik kapasite ile kupayı havaya kaldıran kaptan oldu. Finalde Almanya’ya karşı kazanılan zaferde 90 dakika boyunca sahadaydı.
Toplamda 142 kez Brezilya Milli Takımı formasını giydi. Bu sayı, o dönem için rekordu. Cafu’nun milli takım formasını giydiği maçlarda Brezilya’nın kaybetme oranı oldukça düşüktü. O, saha içinde güven veren, maçın temposunu yukarı çeken bir karakterdi.
Futbol Stili – Bitmeyen Enerji ve Mutlak Disiplin
Cafu’nun en çok bilinen özelliği: asla yorulmaması. Maç boyunca aynı hızda ileri-geri gidip gelmesi, onun en ayırt edici yanlarından biriydi. 90 dakika boyunca sağ çizgiyi domine ederdi. Orta açma kabiliyeti yüksekti. Top tekniği mükemmeldi. Süratliydi, aynı zamanda savunma pozisyonlarını da iyi okuyordu.
En önemlisi ise disipliniydi. Maç başına yaptığı depar sayısı bakımından döneminin en iyilerindendi. Bununla birlikte çok az kart görmesi, onun ne kadar temiz ve kontrollü oynadığını gösteriyordu.
Sahadaki varlığı, özellikle hücum futbolu oynayan Brezilya takımlarında büyük fark yaratıyordu. Çünkü onun sayesinde sağ kanat asla yalnız kalmıyordu.
Liderlik ve Karakter
Cafu, saha içinde her zaman sessiz liderlerden biriydi. Çok fazla bağırmaz, itiraz etmez ama tüm arkadaşlarına örnek olurdu. Kaptanlığını sadece kolundaki bantla değil, duruşuyla taşırdı.
Antrenmanlarda en çok çalışan isimlerden biri olurdu. Özverisi, genç oyunculara yaklaşımı, motivasyon verici sözleriyle hocaların gözünde vazgeçilmez bir karakterdi. Özellikle 2002 Dünya Kupası sırasında Ronaldo’nun geçirdiği travmalar ve Roberto Carlos’un inişli çıkışlı oyunlarında takımın dengesini sağlayan kişi Cafu’ydu.
Emeklilik ve Sonrası
Cafu, 2008 yılında futbolu bıraktı. Ancak futbolla bağını koparmadı. Brezilya’da genç futbolcuları destekleyen projelerde yer aldı. FIFA ve UEFA organizasyonlarında Brezilya’yı temsil etti. 2014 Dünya Kupası’nda Maracanã Stadı’ndaki törende FIFA elçisi olarak görev aldı.
Ayrıca FIFA’nın “Legends” programının bir parçası olarak dünyada çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol oynadı. 2019 yılında oğlu Danilo’nun trajik ölümüyle büyük bir acı yaşadı. Ama bu bile onun hayata olan inancını sarsmadı. O hep “motive eden lider” olarak kaldı.
Cafu’nun Futbol Mirası
Cafu, futbol tarihinin en iyi sağ beklerinden biri olarak kabul edilir. Hatta birçok futbol otoritesine göre bu pozisyonun en iyisidir. Disiplin, kondisyon, teknik ve liderliğin birleşiminden doğan bir prototiptir.
Bugün Dani Alves, Trent Alexander-Arnold, Kyle Walker gibi modern sağ bekler Cafu’nun mirasını taşıyor. Ancak Cafu, onların öncüsüdür. Sağ bek kavramına hücum ve oyun kurma sorumluluğunu eklemiştir.
Bir Brezilyalı olarak Avrupa’da 16 yıl en üst seviyede oynamış, ülkesine Dünya Kupası kazandırmış ve bunu zarafetle yapmıştır.